siyah / beyaz
diyelim
kardeşin, çocuğun, annen, baban senin başına gelse kesinlikle
cezalandırılmasını
isteyeceğin kötü bir şey yapsalar birine, onu polise ihbar eder miydin? 1000 yıllık soru.
cevabınızın genellikle ‘kol kırılır yen içinde kalır’ eğilimli olacağı tahmin dahilinde. genel
eğilim bu olunca niye etik kitabı yok bu ülkede sorusu boşa düşer. peki özgürlük mücadelesi
içindeki biri devletçe kovalanırken diyelim arabayla ve yine diyelim ki
kırmızı ışığa denk geldi. kırmızı ışıkta durmalı mıdır? kimindi bu örnek hatırlamıyorum
şimdi, belki chomsky; dikkat soru 1000 yıllık değil. hayırsa, cevabınızın açtığı pencerenin
‘kol kırılır yen içinde kalır’dan çok farkı vardır, burası kritik. ama hala etik kitabı yok bu
soykırımcı ülkede. bir etik kitabı politize taktik kitabı değildiri de ekleyerek,
karıştırmayalım.
isteyeceğin kötü bir şey yapsalar birine, onu polise ihbar eder miydin? 1000 yıllık soru.
cevabınızın genellikle ‘kol kırılır yen içinde kalır’ eğilimli olacağı tahmin dahilinde. genel
eğilim bu olunca niye etik kitabı yok bu ülkede sorusu boşa düşer. peki özgürlük mücadelesi
içindeki biri devletçe kovalanırken diyelim arabayla ve yine diyelim ki
kırmızı ışığa denk geldi. kırmızı ışıkta durmalı mıdır? kimindi bu örnek hatırlamıyorum
şimdi, belki chomsky; dikkat soru 1000 yıllık değil. hayırsa, cevabınızın açtığı pencerenin
‘kol kırılır yen içinde kalır’dan çok farkı vardır, burası kritik. ama hala etik kitabı yok bu
soykırımcı ülkede. bir etik kitabı politize taktik kitabı değildiri de ekleyerek,
karıştırmayalım.
ya da devletin vurmasıyla. “iyiler kemikleriyle gömülür” vari bi şey hatırladım, julius caesar’da
mıydı? yumuşak bir zeminde toprağı kazıp dururken sert zemine rastlarsanız yani beklenenin
tersine, orayı da kazınız, kemiklerin yanında devlet çıkacaktır. ‘silahı bırak’ cümlesi komiktir,
niye bırakılsın ki!
sanki bunu ben yapıyormuşum gibi. “toplumun intihar ettirdiği”ne inanırım ben.
bu yüzden doğrusu “aklımı kaçırıyorlar ya da kaçırtıyorlar” olmalı…
saldır süper ego’ya solla kendi sorununu, ha-ha…
itirazım, merkezinde insan varsa sivas’daki faşizmde görüldüğü gibi, konu rahat
hissettiklerinden daha fazla. içinde o insan(lar) olduğu için onun, onların bulunduğu
o yerden de nefrettir asıl ve ilkin. bu yukarıdaki söylenti insansız mekanlarda
çıkartılan yangınlar için geçerlidir daha çok…
bomba yapabilir ki? bu romantik soruda ısrarlıyım…
esas mesele yüklerden kurtulmak olmalıyken bu ne süblimasyon. gün gelir dizlerinin
bağı çözülüverir. hazırlıklı mısın buna. oluyor işte. başka bi şey öğrenemedik;
öğrenmek dediğim de kabul etmek, başka bi şey değil yol.
neysen o kadar…
dışarı atmaya çalışıyor...
uygar asan
not:
ilk olarak 'akşamüstüsaatbeş' fanzinde yayımlanmıştır;
mayıs 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder