" werner herzog of walking in ice"
kobanê için…
1978 yılında delft kentinde kaleme aldığı önsözde herzog
1974 yılının kasım ayının sonlarına doğru paris’deki bir
arkadaşından bir telefon aldığını yazıyor,
1974 yılının kasım ayının sonlarına doğru paris’deki bir
arkadaşından bir telefon aldığını yazıyor,
arkadaşı ortak dostları lotte eisner’in hastaneye
kaldırıldığını, durumunun çok ağır olduğunu
ve yakında onu kaybedebileceklerini söyler.
kaldırıldığını, durumunun çok ağır olduğunu
ve yakında onu kaybedebileceklerini söyler.
"olamaz!″ diye cevap verir telefonda herzog
″müsaade edemeyiz ölmesine!.."
″müsaade edemeyiz ölmesine!.."
hemen ertesi sabah ceketini alır ve yol için hazırladığı sırt
çantasını sırtına geçirip yeni ve sağlam olduğunu söylediği botlarını da
çantasını sırtına geçirip yeni ve sağlam olduğunu söylediği botlarını da
ayağına çekerek münih’teki evinden yola çıkar,
paris’e kadar yürüyecektir.
herzog’a göre onun yolda olduğunu ve kendisine doğru geldiğini düşünen
lotte ölmeyecektir, öl(e)mez!..
paris’e kadar yürüyecektir.
herzog’a göre onun yolda olduğunu ve kendisine doğru geldiğini düşünen
lotte ölmeyecektir, öl(e)mez!..
yürüyüşü 1 aya yakın sürer herzog’un ve herzog dostunun
paris’te yattığı hastaneye vardığında
lotte yaşıyordur!...
“werner herzog
of walking in ice” (tanam press, 1980) kitabını
karıştırırken birden bu durumu bir yerlerden hatırladığımı düşünmeye başladım,
çok tanıdıktı mesele. oruç aruoba'dan okumuş olabilir miydim ilkin!
've sinema..' dergilerini karıştırdım, yok. kitaplarına bakındım yok, yok.
sonra birden tam ben karıştırdım galiba diyecekken 'yakın'ın sayfalarından
birinde karşıma çıkıverdi; evet oruç aruoba'ymış ilk aktaran, 1997. 'yakın' kitabındaki
satırları okurken üzerimde bıraktığı izin derinliği beliriverdi.
satırları okurken üzerimde bıraktığı izin derinliği beliriverdi.
kendisine teşekkürlerimle..
u.a.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder